Pirtûkxane Pirtûkxane
Lêgerîn

Kurdîpîdiya berfrehtirîn jêderê zaniyariyên Kurdîye!


Vebijêrkên Lêgerînê





Lêgerîna pêşketî      Kilaviya


Lêgerîn
Lêgerîna pêşketî
Pirtûkxane
Navên kurdî
Kronolojiya bûyeran
Çavkanî - Jêder
Çîrok
Berhevokên bikarhêner
Çalakî
Çawa lê bigerim?
Belavokên Kurdîpêdiya
Video
Sinifandin
Babeta têkilhev!
Tomarkirina babetê
Tomarkirina Babetê nû
Wêneyekê rêke
Rapirsî
Nêrîna we
Peywendî
Kurdîpîdiya pêdivî bi çi zaniyariyane!
Standard
Mercên Bikaranînê
Kalîteya babetê
Alav
Em kî ne
Arşîvnasên Kurdipedia
Gotarên li ser me!
Kurdîpîdiyayê bike di malperê xuda
Tomarkirin / Vemirandina îmêlî
Amarên mêhvana
Amara babetan
Wergêrê funta
Salname - Veguherîner
Kontrola rastnivîsê
Ziman û zaravayên malperan
Kilaviya
Girêdanên bikêrhatî
Berfirehkirina Kurdîpêdiya ji bo Google Chrome
Kurabiye
Ziman
کوردیی ناوەڕاست
کرمانجی - کوردیی سەروو
Kurmancî - Kurdîy Serû
هەورامی
Zazakî
English
Française
Deutsch
عربي
فارسی
Türkçe
Nederlands
Svenska
Español
Italiano
עברית
Pусский
Norsk
日本人
中国的
Հայերեն
Ελληνική
لەکی
Azərbaycanca
Hesabê min
Çûna jûr
Hevkarî û alîkarî
Şîfre ji bîr kir!
Lêgerîn Tomarkirina babetê Alav Ziman Hesabê min
Lêgerîna pêşketî
Pirtûkxane
Navên kurdî
Kronolojiya bûyeran
Çavkanî - Jêder
Çîrok
Berhevokên bikarhêner
Çalakî
Çawa lê bigerim?
Belavokên Kurdîpêdiya
Video
Sinifandin
Babeta têkilhev!
Tomarkirina Babetê nû
Wêneyekê rêke
Rapirsî
Nêrîna we
Peywendî
Kurdîpîdiya pêdivî bi çi zaniyariyane!
Standard
Mercên Bikaranînê
Kalîteya babetê
Em kî ne
Arşîvnasên Kurdipedia
Gotarên li ser me!
Kurdîpîdiyayê bike di malperê xuda
Tomarkirin / Vemirandina îmêlî
Amarên mêhvana
Amara babetan
Wergêrê funta
Salname - Veguherîner
Kontrola rastnivîsê
Ziman û zaravayên malperan
Kilaviya
Girêdanên bikêrhatî
Berfirehkirina Kurdîpêdiya ji bo Google Chrome
Kurabiye
کوردیی ناوەڕاست
کرمانجی - کوردیی سەروو
Kurmancî - Kurdîy Serû
هەورامی
Zazakî
English
Française
Deutsch
عربي
فارسی
Türkçe
Nederlands
Svenska
Español
Italiano
עברית
Pусский
Norsk
日本人
中国的
Հայերեն
Ελληνική
لەکی
Azərbaycanca
Çûna jûr
Hevkarî û alîkarî
Şîfre ji bîr kir!
        
 kurdipedia.org 2008 - 2024
 Em kî ne
 Babeta têkilhev!
 Mercên Bikaranînê
 Arşîvnasên Kurdipedia
 Nêrîna we
 Berhevokên bikarhêner
 Kronolojiya bûyeran
 Çalakî - Kurdipedia
 Alîkarî
Babetên nû
Jiyaname
Şekroyê Xudo Mihoyî
26-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
Firîca Hecî Cewarî
26-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
Elî Îlmî Fanîzade
24-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
İbrahim Güçlü
23-04-2024
Burhan Sönmez
Pirtûkxane
FEQIYÊ TEYRAN 1
17-04-2024
Sara Kamela
Pirtûkxane
Di ziman de xêv û morfolojî
15-04-2024
Sara Kamela
Pirtûkxane
NÎQAŞÊN FELSEFEYÊ 40
15-04-2024
Sara Kamela
Pirtûkxane
Di Welatê Zembeqê Gewir de
13-04-2024
Sara Kamela
Jiyaname
RONÎ WAR
13-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
KUBRA XUDO
13-04-2024
Burhan Sönmez
Jimare
Babet 517,522
Wêne 106,139
Pirtûk PDF 19,170
Faylên peywendîdar 96,530
Video 1,308
Kurtelêkolîn
Cihên geştiyarî yên parêzge...
Weşanên
Rojnameya Serbestî
Kurtelêkolîn
Bi minasebeta roja rojnameg...
Jiyaname
Firîca Hecî Cewarî
Jiyaname
Şekroyê Xudo Mihoyî
Kürt-Ermeni ilişkileri ve kimi gerçekler
Kurdîpêdiya û hevkarên wê çavkanî û referansên pêwîst pêşkêşî xwendekarên zanîngehan û xwendina bilind dikin!
Pol, Kom: Kurtelêkolîn | Zimanê babetî: Türkçe
Par-kirin
Facebook0
Twitter0
Telegram0
LinkedIn0
WhatsApp0
Viber0
SMS0
Facebook Messenger0
E-Mail0
Copy Link0
Nirxandina Gotarê
Bêkêmasî
Gelek başe
Navîn
Xirap nîne
Xirap
Li Koleksîyana min zêde bike
Raya xwe li ser vî babetî binivîsin!
Dîroka babetê
Metadata
RSS
Li googlê li wêneyan girêdayî bigere!
Li ser babeta hilbijartî li Google bigerin!
کوردیی ناوەڕاست0
Kurmancî - Kurdîy Serû0
English0
عربي0
فارسی0
עברית0
Deutsch0
Español0
Française0
Italiano0
Nederlands0
Svenska0
Ελληνική0
Azərbaycanca0
Fins0
Norsk0
Pусский0
Հայերեն0
中国的0
日本人0

Harput’ta askerler eşliğinde sürülen Ermeniler, 1915

Harput’ta askerler eşliğinde sürülen Ermeniler, 1915
Kürt-Ermeni ilişkileri ve kimi gerçekler
Yazma ve Hazırlık: #MEHMET BAYRAK#

Kürtlerin ve Ermenilerin; Araplar, Persler, Asuri/Süryaniler ve Rumlarla birlikte Önasya ve Mezopotamya’nın kadim halklarından olduğu bir gerçektir. Öte yandan, bu halkların Selçuklu ve Osmanlı yönetimleriyle değil ama birbirleriyle genellikle dostane bir yaşam sürdürdükleri bilinmektedir.
Yine bilinmektedir ki İslamiyet’in bu coğrafyaya yayılmasıyla birlikte, “kitap sahibi olmayan” Babaî, Ahlê Haq, Kızılbaş, Yaresan gibi Bâtınî inanç mensupları; “kitap sahibi” olan Hristiyan ve Musevi unsurlardan daha tehlikeli olarak görülmüş ve hemen tüm İslâmî fetva ve buyruklarda; bunların canları ve malları gibi iffetleri de İslâm gazilerine “helâl” kılınmıştır. Osmanlı döneminde, mükerrer atamalarla birlikte 130 dolayında Şeyhülislam ataması vardır ve bunların konuyla ilgili tüm fetvalarında, doğudaki rakip İran’la özdeşleştirilen “Kızılbaş” düşmanlığı egemendir. Oysa Osmanlı karşısında tutunabilmek için 16. yüzyılın ortalarından itibaren “Ali yandaşlığı” adına İslâmi/Şiî bir hırkaya bürünen Safevi yönetimleri de o tarihten itibaren kendi içlerinde bulunan “Hurûfi, Kalenderî, Noktavî, Haydarî vb.” unsurlara savaş açıyorlardı. Çünkü, Osmanlı’nın tüm bâtınî kitleleri “Hanefilik” ekseninde “resmi mezhep” etrafında örgütlemeye çalışması gibi; Safeviler ve sonraki Hanedanlıklar da aynı şeyi “Şiîlik” temelinde yapmaya çalışıyorlardı.
Kürtlerin desteğiyle Anadolu’ya açılan ilk Türk hükümdarı Sultan Alpaslan’ın Veziri Nizamü’l-Mülk’ün Siyasetnâme’sinde, bu Bâtınî – moda deyimle Kızılbaş/Alevi– düşmanlığını açıkça görmek mümkündür. Zaten, adı geçen vezirin, Hassan Sabbah gruplarınca cezalandırılması da bu yüzdendir. Selçuklu’nun güç yetiremediği Babaî isyancılarını, Lübnan bölgesinden getirttiği paralı Frenk askerlerinin yardımıyla bastırması da tarihe ilginç bir olay olarak geçecekti…
$Düşünce dünyamda bir dönemeç$
50 yıllık yazarlık hayatımda, Ermenilerle ilgili birçok yazı yazdım ve iki kitap yayımladım: Alevi-Bektaşi Edebiyatında Ermeni Âşıkları (İnceleme- Antoloji; Özge Yayınları, 2005 ) ve Manzum Halk Tarihçisi Ermeni Aşuğlar (İnceleme- Antoloji; Özge Yayınları, 2016).
Bu çalışmalarda da değindiğim, duygu ve düşünce dünyamda bir kırılma yaratan ve dönemeç oluşturan bir anekdotu burada yeniden aktarmak istiyorum:
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nda (TRT) muhabir olarak çalıştığım 1970’li yılların sonlarında, Ermeni militanların Türk misyonlarına ve diplomatlarına yönelik saldırıları olmuştu. O tarihlerde, TRT devletin başlıca sözlü yayın organıydı. Bu nedenle TRT’nin konuya yaklaşımı devletin yaklaşımını yansıtıyordu.
Bu saldırılar dolayısıyla, TRT’nin yayın politikasını şekillendirmek adına, muhabir-prodüktör ve spiker gibi yayın kadrolarında görev yapanlara dönük bir hizmetiçi eğitim verilmişti. Çeşitli kurumlardan birçok kişi bu eğitimde bilgilendirme ve kuşkusuz yönlendirme sunumları yapmışlardı. Diğerleri neyse, özellikle Dışişleri Bakanlığı Ermeni Masası Şefi’nin söyledikleri bugünkü gibi aklımda kaldı ve duygu/düşünce dünyamda bir kırılma yarattı.
Tam da işin merkezinde olan yetkili, devletin bu konudaki politikasını ve tutumunu vurguluyordu. Buna göre; politikanın birinci ayağı, böyle bir katliamı red ve inkâr etmekti; bu tutmazsa politikanın ikinci ayağı devreye girecek; “bu tek yanlı bir katliam değil, bir mukatele yani karşılıklı öldürme, başka söyleyişle öldürüşme” idi… Ve nihayet aynı yetkili diyordu ki, “bu politika da tutmazsa, diyeceğiz ki, katliamı Türkler değil, Kürtler yaptı!..”
Soykırımın baş aktörlerinden Talat Paşa’nın Berlin’de infazından birkaç yıl sonra 1926’da aynı yerde yayımlanan “Vier Jahre unter den Halbmund” (Hilal Altında Dört Sene) kitabı; İttihadçı geleneği reddederek ortaya çıkan oysa aynı hareketin devamı olan Kemalist yönetimi öylesine rahatsız etmiş ki; kitap Türkçeye çevirtilerek, kimi bölümleri askerî kaymakam Hakkı adında biri tarafından bir cevapla birlikte, Latin alfabesine yeni geçilen bir dönemde 1931 yılında Askerî Matbaa Yayınları arasında yayımlanmıştı.
Burada; Van’daki çatışmalar başta olmak üzere çok sayıda ilginç olaya tanık oluyoruz. İttihad-Terakki’nin ikinci adamı Enver Paşa’nın eniştesi Van Valisi Cevdet Bey’in gerek Osmanlı ordu birliklerinin gerekse Hamidiye Alayları bünyesinde yer alan Kürt, Çerkez ve Laz milislerin devreye sokulmasından tutun, yerli aşiret reislerini harekete geçirme çabalarına kadar birçok oyuna tanık oluyorsunuz.
$Şecaat arz ederken gerçeği itiraf$
İttihad’ın ve Kemalizm’in sesi Kaymakam Hakkı, 1915 Ermeni Soykırımı’na ilişkin hükmü de kendisi veriyor. “Ermeni tehcirine ve binnetice birçok Ermeni’nin mahvına sebep olan yine Ermeniler’dir:
Ermeniler 3. Kafkas Ordusu’nun inhizamını (yenilgisini MB) mucip olacak ve ana vatanı tehlikeye koyacak ihtilâllere teşebbüs eylemişlerdir.
Vatani vazifelerden kaçmışlardır.
Düşmanlara casusluk yapmışlardır.
Perakende olarak tesadüf eyledikleri İslamlar’ı imha eylemişlerdir.
Askere ve jandarmaya karşı silah kullanmışlardır.
Hükûmetin davetine icabet etmemişlerdir.
Muhtariyet idaresi peşinde koşmuşlardır.
Etrafa dağılan çetelerle ordunun gerisinde asayişi ihlal, birçok İslam köylerine tecavüz ve İslam muhacir kafilelerine taarruzlarda bulunmuşlardır.” ( Age., s. 76)
Kaymakam Hakkı, son hükmü de kendisi veriyor: “Hükûmet, dahil ve hariçte cereyan eden bu muamelelere karşı Eyubane bir sabır ile aylarca tahammül etmiş, ancak bir sene sonra tehcir işine girişmiştir…”
İttihad-Terakki Hareketi’nin 1913 Babıâli baskınıyla yönetimi ele geçirmesinden sonra; Mehmed Akif dahil İslam ulemasından kadroları eğitim için Almanya’ya gönderdiğini, “Etno-dinsel temizlik/Tek- tipleştirme/Türk-İslamlaştırma” ekseninde hazırlıklara giriştiğini ve Alman militarizminin yanında girdiği bu emperyalist savaşı “Harb-ı Mukaddes” (Kutsal Din Savaşı) olarak ilan ettiğini bilmesek, tüm bunlara inanacağız!..
“Türk ve Müslüman” olmayan halklara karşı başlatılan bu kıyımda ortaya çıkarılan Hz. Muhammed’in “Sancak-ı Şerif“i, daha sonra Kemalistlerce 1920’de Ankara’daki Meclis’in kapısına asılacak ve 1922’de Ege’de kullanılacaktır…
$Taner Akçam’ın kapı açtığı polemik$
Her şeyden önce, Taner Akçam’ın kapı açtığı “ilk gece” polemiğinde bilimsel bir kaygı ve iyi niyet görmediğimi belirtmeliyim. Bu polemik, onlarca yazı ve makalenin ortaya çıkmasına vesile oldu. Burada, kitaplarımda dağınık biçimde yer verdiğim kimi tanıklıklarımı kısa da olsa paylaşmanın yeterli olacağını düşünüyorum.
Bu polemiğe katılan Kürt aydınlarından Hüseyin Turhallı, yazısını şöyle noktalıyordu: “1828’lere kadar ortak bir yaşam içinde birbirleriyle uyumlu yaşayan Ermeniler’le Kürtler, ne oldu da birdenbire birbirlerine düşman kesildiler? İnkâr edilemez bir gerçeğimiz var. Osmanlı-Rus egemenlik çekişmesinin bir sonucu olarak Ermeniler ve Kürdler birbirlerine kırdırılmıştır. (Kim çok öldü, kim çok öldürdü) tartışması iki mazlum halka da hizmet etmez. Kürdler ve Ermeniler, uğradıkları zulümden sonuç çıkarmak istiyorlarsa, o dönemde Osmanlı-Rus oyunlarına nasıl geldiklerini açık yüreklilikle tartışmalı ve egemen güçlerin oyununa gelen atalarının aptallıklarından ders çıkarmalıdırlar. Hakikat, raporlarda değil; iki halkın yaşadığı trajedidedir…”
Taner Akçam’ın, köklerini çok eski mitolojilerden ve topluluklardan alan iddiası, yakın dönem Kürt ve Ermeni toplumları için geçerli olsa; Osmanlı tarihlerinden, siyasetnâmelerinden, seyahatnâmelerinden ve Batılı araştırmalardan başlayarak çok sayıda esere konu olacaktı. Kızılbaşlar’ın ve diğer bâtıni toplulukların canları ve malları gibi iffetini İslam gazilerine helal kılan anlayış; 1908 2. Meşrutiyeti’ne kadar sarayın göbeğinde “Harem ve Acemoğlanları” gibi kurumlaşmaları yaşatırken; başka halk ve inançları suçlamaktan geri durmuyordu…
1930’lu yılların başlarında Jandarma Umum Kumandanlığı’nca 100 adet basılarak, “gizli ve zata mahsus” kaydıyla hizmete sunulan “Dersim” konulu raporda şöyle deniyor: “Oynaş ve gündüzlü tutmak, haftanın bir gününü sevdiği bir erkekle geçirmek Kızılbaş kadınının hakkıdır; işte buna oynaş tutmak derler. Kadın ancak gündüz oynaşmağa mezundur, gece oynaş tutamaz. Kadının bu hareketi kocasınca ve Kızılbaşlarca günah sayılmaz…” (Age., s. 40)
Bir Türk subayının Dersim’de bir kadını taciz etmesinden sonra kadının kocası tarafından öldürülmesi ve yakalanmamak için Pax Köprüsü’nü yakması, 1937-38 soykırımının bahanesi olarak gösterilir.
Amaç, “acıları yarıştırmak” değil; gelinen oyunlardan ve yaşanan acılardan ders çıkarmaktır…
$Ermeni Âşuğ destanları ve acılı gerçekler$
Dışarıdan dikte edilen resmî tarih ve dış gözlemlerden çok, “halkın manzum tarihi” niteliğindeki anlatılarına-şiirlerine yani destanlara başvurmak gerekiyor. Sözgelimi yazar Nesimi Aday, üstte anılan çalışmamızdan giderek, bu aşuğları “dönemsel tarihin belleği” olarak nitelendiriyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Mehmet Bayrak, Ermeni aşuğların bir kısmının Alevi ve Kürt katliamları yapıldığı yıllarda Padişahlara övgü dizdiğini örnekleriyle açıklıyor. Örneğin 1847 tarihinde Kürdistan Eyaletinde cereyan eden Bedirhan Paşa ayaklanması için Ermeni Aşuğ Lisanî’nin şu dizeleri Osmanlıcı tavrın kanıtı gibidir:
Söyleyim sizlere dinleyin beni/ Kürdler’in cenginden edem beyanı/ Kim ki Padişah’dan çekmez hazeri (korkuyu)/ Bulur belasını yoktur imkânı.
Osmanlı askeri, Rewandızlı Mir Muhammed İsyanı’nı kanlı bir şekilde bastırırken ve yine binlerce Êzidi ve Alevi’yi katlederken de Padişah’a methiyeler dizilir. Ermeni Aşuğ Levhi, Mir Muhammed Han’a karşı, Sultan Mahmud ve Çerkez Hafız Paşa’yı öven dörtlükler kaleme alır:
Vallahüâlem Gazi Mahmud Han/ Gelmemiş cihana, misli yok hâşâ/ Tahtında ber-karar eylesin Sübhan/ Geçirsin hükmünü dağ ile taşa// Emr-i ferman ile eyledi himmet/ Merd Hafız Paşa’ya verildi ruhsat/ Serasker olup da eyledi gayret/ Şecaatla memur oldu bu işe…
II. Abdülhamid döneminde yazılan “Reâya Destanı” da bazı Ermeni aşuğların, iktidarla olan muhabbetini (İncil övgüsü, iktidardan dinsel baskı görmediğini imliyor) ve Kızılbaş hamasetini gözönüne serer:
Şu meramı bildirmeye yüz sürerek gideriz/ Başımıza hasır yakar, Hünkâr’a arz ederiz/ İncil-i Şerif’in doğru gayretini güderiz/ Eski kanun üzerine , hâşâ ki bir âsiyiz/ Cedd-i ceddimiz reâya, Ermeni’nin hasıyız.
Üstteki mısralardan da anlaşılacağı üzere aşuğ, Ermeniler’in başına gelebilecek olası bir mezâlime karşın, Aleviler gibi âsi olmadığını, Hünkâr’ın has kulları olduklarını söylüyor. Alttaki dizeler ise net olarak Alevileri (Kızılbaşları) hedef alıyor:
Her fesadlık Kızılbaş’tan, neçe doğmuş her yüzden/…/ Ya Kızılbaş yağcıların etdiği düzenleri/ Yudalım mı şu ateşsiz kaynayan kazanları.
Bu örneklerde de görüldüğü gibi, Osmanlı İmparatorluğu’nun devlet otoritesi altında yaşayan birçok halk gibi kimi Ermeniler’in, mazlumun yanında olmadığı zamanlar olmuş, tıpkı Ermeniler’e karşı Osmanlı saflarında yer alan Hamidiye Alayları gibi. Kimin ne zaman mazlum, ne zaman zâlim olacağı belli olmuyor. Bu coğrafyada da böyle trajik hikâyeler mevcut… “ (Bkz. M. Bayrak: Alevilik-Kürdoloji-Türkoloji Yazıları- II; Özge Yayınları, Ankara 2018, s. 428).
$Poujola’nın tanıklıkları$
Osmanlı’nın Kürt ve Ermenileri karşılıklı kullanmasına ve Ermenilerin düştüğü tuzağa ilişkin bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak, bunları bir yana bırakıp 19. yüzyıl ortalarına ilişkin bir Batılı gezgin seyahatnâmesine ve bir Ermeni tarihçinin anlatımıyla, İçtoroslar’da Kızılbaş Kürtlerin karşılaştığı bir trajik olguya yer vermek istiyorum.
Yazar Namık Kemal Dinç’in 2016’da yayımladığı Ermeni Soykırımı ve Kürtler konulu kitabında, söyleşi yapılan on Kürt aydınından biri de bendim. Benimle “Alevi Kürtler” ekseninde yapılan söyleşi, “Bölgede Alevi Kürtlerin tutumu genel olarak Ermenileri korumaya dönüktü” başlığıyla verilmişti. Burada; Anadolu’da ve Kürdistan’da Alevi Kürt yoğunluklu iki havzayı, Dersim merkezli Fırat havzası ile Maraş merkezli İçtoroslar havzasını esas alıyor ve gizli belgelerin de ortaya koyduğu üzere, bu iki etnik topluluğun birbirlerine son derece sıcak baktıklarını; 1895 ve 1915 yıllarında Malatya/Arga (Akçadağ) bölgesinde Ermenilerin yanı sıra çok sayıda Kızılbaş Kürdün de katledildiğini belgelerle anlatmış ve 1915’teki soykırım sürecinde 25.000 dolayında Ermeni’nin Dersimliler tarafından korunarak Rusya’ya geçirildiğini, İngiliz Bnb. Noel’in 1920 tarihli “Kürdistan-1919” konulu günlüklerinden giderek, 1919 tarihli Ermeni gazetesi Jamanak’ın bildirdiğini söylemiştim.
Tanıklığına başvurduğum Fransız gezgin Poujoula’nın seyahatnamesi, kritik ve acılı bir dönemi doğrudan gözlemlere dayanarak anlatan son derece çarpıcı bir eserdi. 1837 yılı Ocak ayında, birçok kötülüğe imza atan Osmanlı Ordusu Başkomutanı Raşid Paşa, Diyarbekir’de koleradan ölmüş ve yerine Çerkez kökenli Kürt düşmanı, softa Hafız Paşa getirilmiştir. Daha önce Sincar bölgesinde Êzidi Kürtlere katliam uygulayan Hafız Paşa, bu defa İçtoroslar bölgesindeki Alevi Kürtlere karşı harekete geçirilmiştir.
Poujola, İçtoroslar’da yer alan Malatya ve çevresindeki trajik olaylar konusunda son derece ilginç gözlemler ve anekdotlar sunar. İşte, bir örnek:
“Arga’dan (Akçadağ MB) elli adım ötedeki Laca dağının eteğinde 4000 kişilik bir Kürt kabilesi ve çeşitli yaşlarda Kürt kadınları vardı. Çadır yapacak bir karış kumaşları yoktu ve yakıcı güneşin altındaydılar. Güneşin yakıcılığından yüzlerini tozla gizliyorlardı. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan bu insanlar, çıplak ve çullar içindeydiler. Yüzlerinde acı bir umutsuzluk vardı, göğüslerinden ağır iniltiler çıkıyordu; kadınların ağlamaları ve ağıtları, çocukların çığlıkları yürek parçalayıcıydı. Bu 4000 Kürt, acı durumlarıyla bana cehennem azablarını hatırlatıyordu. (…) Esir Kürtler, Hafız Paşa’nın kendilerinin Malatya veya İmparatorluğun diğer bölgelerine gönderilmesiyle ilgili emrini bekliyorlardı. Kürtler’in bir bölümü onun Paşalık bölgesine yerleştirilmişti. Pekçok Kürt yolda açlıktan ve yorgunluktan öldü, geriye kalanları da köle yaşamı bekliyordu. Her yerde yıkılmış ve dağılmış köyler görülüyordu. Ovalar, kendilerini koruyamamış Kürt ölüleriyle doluydu…”
Poujoula, Kürtlerin ve onların yöneticilerinin bütün işkencelere kahramanca karşı koyduklarını ve karşı tarafta savaşan hain Kürt önderlerine nefretle yaklaştıklarını örneklerle anlatır. (Bkz. Age., s. 130- 131 ve Kürtler’in ve Kürdistan’ın Görsel Tarihi; Özge Yayınları, Ankara 2019, s. 271-272).
$Osmanlı-Zeytunlular işbirliği$
Şimdi gelelim, Ahmet Güven arkadaşımızın Ermeni tarihçi Garabed Agasshi’den aktardığı, Zeytun Ermenilerinin Alevi Akçadağ Kürtlerine karşı Osmanlı saflarında katıldıkları katliamla ilgili trajik anlatıma:
“1849 yılında Arga/Akçadağ Kürtleri, çevre bölgeleri işgal edip yağmalamaya başladı ve Sivas eyaletini tehdit ettiler. Osmanlı bunlara boyun eğdirmek istiyordu. Bunun için Başvezir İstanbul’dan 50 bin askerden oluşan orduyla bölgeye geldi. Osmanlı ordusu Akçadağ’ı her taraftan kuşatıp vargücüyle saldırmaya başladı. Dağları ve geçitleri tutan Kürtler, onları birkaç kez geri püskürttü…
Kürt isyancıları mağlup etmek için Osmanlı, Zeytunlu Ermenilere başvurmak zorunda kaldı ve onlara ayrıcalıkla vaadlerde bulunarak yardım istedi. Zeytunlular, kendi askeri birliklerinin Osmanlı ordusuna katılmadan, bağımsız kendi prensleri komutasında savaşmak şartıyla Osmanlı’nın önerisini kabul ettiler. Başvezir (Hafız Paşa) bu şartı kabul etti ve savaş, Kürtlerle Ermeniler arasında başlamış oldu… Zeytunlular önce Akçadağ kalesine yönelip, kaleyi ele geçirdiler. Kürtleri katledip, bütün mallarına elkoydular.
Osmanlı birlikleri diğer cephelerde Kürtler karşısında yenilgi alıyordu. Zeytunlular kaleyi ele geçirdikten sonra Kürtlere arkadan saldırdı ve ağır kayıplara yolaçtı. Kürtler arasında panik başladı ve kaçmaya başladılar. Ancak o zaman Osmanlı birlikleri Akçadağ dağlarına girebildi; evleri yakarak, kaçanları öldürerek intikam aldı…” (Aghassi, 1879, s. 103-105’ten aktarılarak; A. Güven: Kürt Aleviler/Kurmanclar; Vivo Yayınları, İstanbul 2020, s. 17, 20).
Fransız gezgin Poujoula’nın ve Ermeni tarihçinin anlatımları karşısında sanırım iki halkın acılı tarihini daha iyi kavrayabiliyoruz!..
[1]
Ev babet bi zimana (Türkçe) hatiye nvîsandin, klîk li aykona bike ji bu vekirina vî babetî bi vî zimana ku pî hatiye nvîsandin!
Bu makale (Türkçe) dilinde yazılmıştır, makaleleri orijinal dilinde açmak için sembolüne tıklayın!
Ev babet 1,793 car hatiye dîtin
Haştag
Çavkanî - Jêder
[1] Mallper | Türkçe | https://kovaradilop.net/ 13-04-2024
Faylên peywendîdar: 1
Gotarên Girêdayî: 2
Dîrok & bûyer
Jiyaname
Pol, Kom: Kurtelêkolîn
Zimanê babetî: Türkçe
Dîroka weşanê: 18-09-2021 (3 Sal)
Bajêr: Amed
Bajêr: Yerevan
Cureya belgeyê: Zimanî yekem
Cureya Weşanê: Born-digital
Kategorîya Naverokê: Ramiyarî
Kategorîya Naverokê: Dîrok
Welat- Herêm: Ermenistan
Welat- Herêm: Bakûrê Kurdistan
Ziman - Şêwezar: Turkî
Meta daneya teknîkî
Kalîteya babetê: 99%
99%
Ev babet ji aliyê: ( Burhan Sönmez ) li: 13-04-2024 hatiye tomarkirin
Ev gotar ji hêla ( Sara Kamela ) ve li ser 14-04-2024 hate nirxandin û weşandin
Ev gotar vê dawiyê ji hêla ( Sara Kamela ) ve li ser 14-04-2024 hate nûve kirin
Navnîşana babetê
Ev babet li gorî Standardya Kurdîpêdiya bi dawî nebûye, pêwîstiya babetê bi lêvegereke dariştinî û rêzimanî heye!
Ev babet 1,793 car hatiye dîtin
Pelên pêvekirî - Versiyon
Cûre Versiyon Navê afirîner
Dosya wêneyê 1.0.1194 KB 13-04-2024 Burhan SönmezB.S.
Kurdîpîdiya berfrehtirîn jêderê zaniyariyên Kurdîye!
Jiyaname
Kerim Avşar
Jiyaname
RONÎ WAR
Jiyaname
Viyan hesen
Cihên arkeolojîk
Mezarê Padîşehê Kurd ê Mîdî (Kî Xosraw- Kawa) 632-585 BZ
Kurtelêkolîn
Destpêka Nivîsandina Kurdan
Wêne û şirove
Kurdên gundê Meydan Ekbezê, Çiyayê Kurmênc- Efrînê
Wêne û şirove
Ev wêne di sala 1973 an de li Qelqeliyê ya ser bi Wanê ve kişandiye
Kurtelêkolîn
Rojnamegerî û Kovargerîya Kurdî di Navbera Salên 1918-1923an de
Kurtelêkolîn
Bi minasebeta roja rojnamegerîyê, kurteyek li ser rojnamegerî û kovargerîya Kurd di serdema Osmanî de
Pirtûkxane
NÎQAŞÊN FELSEFEYÊ 39
Pirtûkxane
Di ziman de xêv û morfolojî
Cihên arkeolojîk
Temteman
Jiyaname
Elî Îlmî Fanîzade
Pirtûkxane
NÎQAŞÊN FELSEFEYÊ 40
Cihên arkeolojîk
Dalamper
Pirtûkxane
FEQIYÊ TEYRAN 1
Wêne û şirove
Ji xanên bajarê Silêmaniyê
Kurtelêkolîn
Cureyên helva Urmiyê yên herî baş û bi navûdeng
Jiyaname
Firîca Hecî Cewarî
Cihên arkeolojîk
Qoşliyê
Jiyaname
Necat Baysal
Wêne û şirove
Di sala 1980'î de çemê Banos li bajarê serêkaniyê
Kurtelêkolîn
Çanda xwarinê ya Kurdan
Wêne û şirove
Bav û diya nivîskar: Wezîrê Eşo, Tbîlîsî 1930
Jiyaname
AYNUR ARAS
Cihên arkeolojîk
Kereftû
Jiyaname
İbrahim Güçlü
Jiyaname
Dîlan Yeşilgöz-Zegerius
Jiyaname
KUBRA XUDO
Pirtûkxane
Di Welatê Zembeqê Gewir de

Rast
Kurtelêkolîn
Cihên geştiyarî yên parêzgeha Îlamê – Beşa 1em
07-04-2024
Aras Hiso
Cihên geştiyarî yên parêzgeha Îlamê – Beşa 1em
Weşanên
Rojnameya Serbestî
24-04-2024
Burhan Sönmez
Rojnameya Serbestî
Kurtelêkolîn
Bi minasebeta roja rojnamegerîyê, kurteyek li ser rojnamegerî û kovargerîya Kurd di serdema Osmanî de
24-04-2024
Burhan Sönmez
Bi minasebeta roja rojnamegerîyê, kurteyek li ser rojnamegerî û kovargerîya Kurd di serdema Osmanî de
Jiyaname
Firîca Hecî Cewarî
26-04-2024
Burhan Sönmez
Firîca Hecî Cewarî
Jiyaname
Şekroyê Xudo Mihoyî
26-04-2024
Burhan Sönmez
Şekroyê Xudo Mihoyî
Babetên nû
Jiyaname
Şekroyê Xudo Mihoyî
26-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
Firîca Hecî Cewarî
26-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
Elî Îlmî Fanîzade
24-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
İbrahim Güçlü
23-04-2024
Burhan Sönmez
Pirtûkxane
FEQIYÊ TEYRAN 1
17-04-2024
Sara Kamela
Pirtûkxane
Di ziman de xêv û morfolojî
15-04-2024
Sara Kamela
Pirtûkxane
NÎQAŞÊN FELSEFEYÊ 40
15-04-2024
Sara Kamela
Pirtûkxane
Di Welatê Zembeqê Gewir de
13-04-2024
Sara Kamela
Jiyaname
RONÎ WAR
13-04-2024
Burhan Sönmez
Jiyaname
KUBRA XUDO
13-04-2024
Burhan Sönmez
Jimare
Babet 517,522
Wêne 106,139
Pirtûk PDF 19,170
Faylên peywendîdar 96,530
Video 1,308
Kurdîpîdiya berfrehtirîn jêderê zaniyariyên Kurdîye!
Jiyaname
Kerim Avşar
Jiyaname
RONÎ WAR
Jiyaname
Viyan hesen
Cihên arkeolojîk
Mezarê Padîşehê Kurd ê Mîdî (Kî Xosraw- Kawa) 632-585 BZ
Kurtelêkolîn
Destpêka Nivîsandina Kurdan
Wêne û şirove
Kurdên gundê Meydan Ekbezê, Çiyayê Kurmênc- Efrînê
Wêne û şirove
Ev wêne di sala 1973 an de li Qelqeliyê ya ser bi Wanê ve kişandiye
Kurtelêkolîn
Rojnamegerî û Kovargerîya Kurdî di Navbera Salên 1918-1923an de
Kurtelêkolîn
Bi minasebeta roja rojnamegerîyê, kurteyek li ser rojnamegerî û kovargerîya Kurd di serdema Osmanî de
Pirtûkxane
NÎQAŞÊN FELSEFEYÊ 39
Pirtûkxane
Di ziman de xêv û morfolojî
Cihên arkeolojîk
Temteman
Jiyaname
Elî Îlmî Fanîzade
Pirtûkxane
NÎQAŞÊN FELSEFEYÊ 40
Cihên arkeolojîk
Dalamper
Pirtûkxane
FEQIYÊ TEYRAN 1
Wêne û şirove
Ji xanên bajarê Silêmaniyê
Kurtelêkolîn
Cureyên helva Urmiyê yên herî baş û bi navûdeng
Jiyaname
Firîca Hecî Cewarî
Cihên arkeolojîk
Qoşliyê
Jiyaname
Necat Baysal
Wêne û şirove
Di sala 1980'î de çemê Banos li bajarê serêkaniyê
Kurtelêkolîn
Çanda xwarinê ya Kurdan
Wêne û şirove
Bav û diya nivîskar: Wezîrê Eşo, Tbîlîsî 1930
Jiyaname
AYNUR ARAS
Cihên arkeolojîk
Kereftû
Jiyaname
İbrahim Güçlü
Jiyaname
Dîlan Yeşilgöz-Zegerius
Jiyaname
KUBRA XUDO
Pirtûkxane
Di Welatê Zembeqê Gewir de

Kurdipedia.org (2008 - 2024) version: 15.42
| Peywendî | CSS3 | HTML5

| Dema çêkirina rûpelê: 1.125 çirke!