Malmîsanij
Fırat
1993, İstanbul
Bitlisli Kemal Fevzi ve kürt örgütleri içindeki yeri
Felekten bin ölümlü darbe gördüm, ölmedim asla;
Hayatın en varılmaz noktasından dehri seyrettim!
Karanlıklarda envâr avladım; hep hak için gittim;
Ölümden fâniler korksun, bana pek hiç gelir zîrâ!
...Zaho'ya döndüm, orada öğrendim ki Hükûmet 'İngilizlerin memuru Bitlisli Bedirhani Kemal Fevzi'yi tutuklayın' diyordu. Fakat onlar da yakaladılar. İngilizler beni Bağdat'a gönderdiler. Bu tarih 1337 (1921) yılı sonuna rastlıyordu. Orada ikametgâh belgesi aldılar. Bağdat'da çok kaldım, o sırada Şeyh Mahmut'un kardeşi olan Şeyh Kadir'in benimle teması İngilizleri kuşkulandırıyordu. İngilizler bir gün beni aldı ve bir çadırlı ordugâha hapsettiler. Sonra Basra'ya götürdüler, bir ay kadar mahpus kaldım, oradan vapurla Bombaya çıkarıldım, bir otele indirdiler, yanıma iki polis koydular. Yirmi beş gün kaldım, sonra Port Said'e getirdiler, kırk sekiz gün burada hapsettiler. Sonra İstanbula getirdiler. Orada beni polise teslim ettiler. Fakat o sıralarda İngilizler beni tekrar yakaladı. Beni bir vapura koydular, bana işkence yaptılar. Lozan Konferansı'ndan sonra Trabzon'a geldim, oradan Erzurum'a ve oradan da Saray civarında Sımko'nun yanına geldim. Altı ay orada kaldım. 150'likler listesine girmediğimden oradan geldim. Kürdistan teşkili için propaganda yaptığıma dair hakkımda evrak olduğunu duydum, onun üzerine hükümete teslim oldum.
- Niçin Bitlis'e Irak yoluyla gelmek istediniz?
- Ben Kürtlerin bağımsızlığı için yazılar yazmıştım. Kürdistan için bir siyasal sistem tasavvur ediyordum. Ben diyordum ki 'Osmanlılık kalmamıştır'. 'Doğu ulusları kendi aralarında ittifaklar yapmalıdır' diyordum. Onun için Irak'tan geçmeye mecburdum.
Kemal Fevzi'nin Diyarbakır'da İstiklâl Mahkemesindeki ifadesinden.