Biblioteca Biblioteca
Ricerca

Kurdipedia è la più grande fonte di informazioni Curdo!


Search Options





Ricerca Avanzata      Keyboard


Ricerca
Ricerca Avanzata
Biblioteca
nomi curdi
Cronologia degli eventi
Fonti
Storia
collezioni degli utenti
Attività
Cerca Aiuto?
pubblicazione
Video
Classifiche
Voce a caso !
Invia
Invia l'articolo
Invia immagine
Survey
tuo feedback
Contatto
Che tipo di informazioni abbiamo bisogno !
Standards
Condizioni di utilizzo
Qualità Voce
Strumenti
A proposito
Kurdipedia Archivists
Articoli su di noi !
Kurdipedia Aggiungi al tuo sito web
Aggiungi / Elimina e-mail
Statistiche di accesso
Statistiche voce
Convertitore di font
Calendari Converter
Lingue e dialetti delle pagine
Keyboard
Link a portata di mano
Kurdipedia extension for Google Chrome
Cookies
Lingue
کوردیی ناوەڕاست
کرمانجی - کوردیی سەروو
Kurmancî - Kurdîy Serû
هەورامی
Zazakî
English
Française
Deutsch
عربي
فارسی
Türkçe
Nederlands
Svenska
Español
Italiano
עברית
Pусский
Norsk
日本人
中国的
Հայերեն
Ελληνική
لەکی
Azərbaycanca
Il mio conto
Entra
appartenenza !
dimenticato la password !
Ricerca Invia Strumenti Lingue Il mio conto
Ricerca Avanzata
Biblioteca
nomi curdi
Cronologia degli eventi
Fonti
Storia
collezioni degli utenti
Attività
Cerca Aiuto?
pubblicazione
Video
Classifiche
Voce a caso !
Invia l'articolo
Invia immagine
Survey
tuo feedback
Contatto
Che tipo di informazioni abbiamo bisogno !
Standards
Condizioni di utilizzo
Qualità Voce
A proposito
Kurdipedia Archivists
Articoli su di noi !
Kurdipedia Aggiungi al tuo sito web
Aggiungi / Elimina e-mail
Statistiche di accesso
Statistiche voce
Convertitore di font
Calendari Converter
Lingue e dialetti delle pagine
Keyboard
Link a portata di mano
Kurdipedia extension for Google Chrome
Cookies
کوردیی ناوەڕاست
کرمانجی - کوردیی سەروو
Kurmancî - Kurdîy Serû
هەورامی
Zazakî
English
Française
Deutsch
عربي
فارسی
Türkçe
Nederlands
Svenska
Español
Italiano
עברית
Pусский
Norsk
日本人
中国的
Հայերեն
Ελληνική
لەکی
Azərbaycanca
Entra
appartenenza !
dimenticato la password !
        
 kurdipedia.org 2008 - 2024
 A proposito
 Voce a caso !
 Condizioni di utilizzo
 Kurdipedia Archivists
 tuo feedback
 collezioni degli utenti
 Cronologia degli eventi
 Attività - Kurdipedia
 Aiuto
Nuovo elemento
Biblioteca
IL DIRITTO DI ESISTERE: Storie di kurdi e turchi insieme per la libertà
07-02-2019
زریان سەرچناری
Biblioteca
Kurdistan: un genocidio postmoderno
27-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Biblioteca
I Curdi nella storia
27-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Biblioteca
Guerra e Pace in Kurdistan
11-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Biblioteca
GRAMMATICA E VOCABULARIO DELLA LINGUA KURDA
16-10-2011
هاوڕێ باخەوان
Statistiche
Articoli 519,111
Immagini 106,571
Libri 19,301
File correlati 97,360
Video 1,394
Biblioteca
Kurdistan. Cucina e Tradizi...
Biblioteca
I curdi / Viaggio in un pae...
Biblioteca
Kurdistan: un genocidio pos...
Biblioteca
Memorandum sulla situazione...
Biblioteca
Un destino in versi, lirici...
Cizre'nin çığlığını kimse duymadı
Gruppo: Articoli | linguaggio articoli: Türkçe
Share
Facebook0
Twitter0
Telegram0
LinkedIn0
WhatsApp0
Viber0
SMS0
Facebook Messenger0
E-Mail0
Copy Link0
voce Classifica
Eccellente
Molto buono
media
Povero
Bad
Aggiungi alle mie collezioni
Scrivi il tuo commento su questo articolo!
elementi della cronologia
Metadata
RSS
ricerca in Google per le immagini relative alla voce selezionata !
ricerca in Google per la voce selezionata !
کوردیی ناوەڕاست0
Kurmancî - Kurdîy Serû0
English0
عربي0
فارسی0
עברית0
Deutsch0
Español0
Française0
Italiano0
Nederlands0
Svenska0
Ελληνική0
Azərbaycanca0
Fins0
Norsk0
Pусский0
Հայերեն0
中国的0
日本人0

Cizre'nin çığlığını kimse duymadı

Cizre'nin çığlığını kimse duymadı
$Cizre'nin çığlığını kimse duymadı$
#Sur# 'dan, Nusaybin 'den sonra, geçen bir yıllık çatışmalı süreçte en büyük acılardan birini yaşayan #Cizre# 'deyiz. Kimsenin yüzü gülmüyor. Ama koptuğu yerden yeniden yaşama bağlamakta direniyorlar inatla.
Cep telefonu, kürsüdeki mikrofona doğru uzatılmıştı.
Salonun dört bir yanında yankılanıyordu; endişeli, gergin ama asla teslim olmayacak kadar dik bir ses:
Durum medyanın aktardığı gibi değildir. Cizre’de büyük bir katliam yaşanıyor ve büyük bir soykırımla yüz yüzeyiz. Bütün evler bombalanmış, tanklar kullanılıyor. 21’inci yüzyılda düşmana karşı kullanılan silahlar, kendi halkına karşı AKP hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından kullanılıyor. Cizre’de bir trajedi yaşanıyor. 60 gündür bu halk aç susuz. Gerçekten Cizre’de bir trajedi yaşanıyor. 28 kişi bir evde yaralandı. 5 yaralı yaşamını yitirdi. Su tamamen tükenmiş. Su almaya çıkıyoruz keskin nişancılar tarafından vuruluyoruz. Çıkamıyoruz. 4 kat bina havan topları ile tamamen yıkılmıştır. Yayına bağlanmak için şu an o yıkık binadayım. Ve durum çok çok kritiktir. Bunun için oradaki dostlarımıza söylüyoruz. Lütfen bu vahşeti durdurun. Cizre’de bu katliamı durduracak güçtesiniz. AKP hükümetini uyarıp, Cizre üzerindeki bu ablukayı kaldıracak güçtesiniz. Aksi takdirde oluşacak bir katliamda sizleri de suç ortağı görmek durumundayız.”
27 Ocak 2016 günü Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu binasında düzenlenen 12. Kürt Konferansı'nın ikinci günüydü. Cizre Halk Meclisi Eş Başkanı Mehmet Tunç, seslerini dünyaya böyle duyuruyordu.
Kürsüde AB Türkiye raportörü Kati Piri de vardı. Salondaki bir çok Avrupalı parlamenter, Kürt siyasetçi, gazeteci, insan hakları savunucuları dehşet içinde dinlemişti Mehmet Tunç’u.
Özellikle İMC, Med Nuçe gibi televizyon kanallarını izleyenler canlı yayından adım adım gelen bir katliama tanık oldular günlerce.
bazen beyaz çekip yaralıları kurtaranların da üzerine ateş açıldı, ölenler, yaralananlar oldu.
Son bir feryadını duyduk bir televizyon kanalından Mehmet Tunç'un:
Şu an bir Madımak Oteli ile karşı karşıyayız. Ve bu bir insanlık ayıbı. Biliyorsunuz 93'teki katliamın izleri daha temizlenmemişken, burada 30-40 insan cayır cayır yanıyor. Şu an duman içeri dolmuş durumda ve ateş de deliklerden içeri girmeye başladı. Ayakları kopuk insanlar var, çocuklar var, ağır yaralılar var. Cayır cayır yanacaklar. Bunun tüm Türkiye'nin, tüm insanlığın, Birleşmiş Milletlerin bir ayıbı olarak tarihe geçeceğinden hiç kuşkum yok. Şu an 37'ye yakın kişi buradayız… Şu an ölümü bekliyoruz. Bu binanın çökmesiyle insanlık da bu bodrumun altında kalacak. Yarın öbür gün bunun hesabını tarihe nasıl vereceklerini de onlar hesap etsin… Ama 60 gündür bağırıyoruz, çağırıyoruz, avazımız çıktığı kadar bütün halka seslendik. Cizre halkı var gücüyle bedenini siper etti tanka, topa, lav silahına, roket atarlara bedenini siper etti. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, mücadeleye devam eden arkadaşlara selamlarımı iletiyorum. Cizre halkı 60 gündür soğuğa rağmen, açlığa rağmen, susuzluğa rağmen diz çökmedi. Onun için kalan insanların bizimle gurur duyması lazım. Ama şu anda Cizre'de bir vahşet uygulanıyor, Cizre'de bir katliam uygulanıyor. Ama biz diz çökmeyeceğiz…”
$BEYAZ BAYRAK AÇANLAR DA VURULDU$
Cizre'deki üç bodrum katına sıkışıp kalanlardan HDP'nin Milas eski İlçe Başkanı Derya Koç da canlı yayında televizyonlara bağlanarak durumlarını aktarıyor, seslerini duyurmaya çabalıyordu.
En son 10 Şubat 2016'da İMC TV'ye, Med Nuçe'ye, çevresi güvenlik güçleriyle kuşatıldığı için kısık bir sesle haykırıyordu Derya Koç:
Şu an durumumuz çok kritik. Alt kattaki bodrumda yaklaşık 20 yaralı arkadaşımızı benzin döküp yakarak katlettiler. Biz de geriye yaklaşık 15 kişi kaldık. Şu an etrafımız tanklarla çevrilmiş durumda. Bize de ateş açıyorlar. Biz de yanabiliriz her an. Onun için halkın acilen buraya gelmesi gerekiyor. Yaklaşık bir saat önce buraya ateş açtılar. Yaralı arkadaşlarımızı katlettiler. Sadece 15 kişi hayattayız ve hepimiz yaralıyız. ”
Bu sessiz çığlık, bu ülkenin vicdanlarında karşılık bulmamıştı. Tek karşılığı yandaş medyada buldu, Sur mahallesinde mahsur kaldım, yalanı, Benzin döküp yaktılar, yalanı diye.
Mehmet Tunç'tan da, Derya Koç'tan da duyulan son çığlıklar bunlar oldu.
İçişleri Bakanı Efkan Ala 11 Şubat 2016'da Cizre'de operasyonların bittiğini ancak sokağa çıkma yasağının süreceğini söyledi.
Bu 4 Eylül 2015'ten bu yana Cizre'de ilan edilen beşinci sokağa çıkma yasağıydı. Son olarak 14 Aralık 2015'te ilan edilmişti. Tam 60 gün kesintisiz sürmüştü operasyon.
Cizre'deki üç bodrumdan çoğu yanmış, kül olmuş, tanınmayacak halde 170'ten fazla cansız insan bedeni çıktı. İkisinden biri Mehmet Tunç'a, diğeri de Derya Koç'a aitti.
Cizre'deki üç bodrumdan çıkan cenazeler Gaziantep'ten Şırnak'a, Şanlıurfa'dan Habur'a, Mardin'de 500 kilometrelik bir güzergahta bulunan morglara dağıtıldı.
Yaşamını yitirenlerden biri de altı çocuk babası, 51 yaşındaki Mahmut Duymak'tı. Cizre'nin Cudi Mahallesi'nde yaşıyordu. Nakliyeciydi. Doğup büyüdüğü Deştalelan köyü 1990'lı yıllardan devletin güvenlik güçleri tarafından yakılmıştı. Ailesiyle Mersin'in Tarsus ilçesine göç etmişti. 2001'de tekrar Cizre'ye dönmüştü.
İlçede sokağa çıkma yasağı sürerken 20 Ocak 2016'da öldürülenlerin cenazelerini almak için, ölüm de dahil her riski gözlerine kestirerek, Cizre'de kalan HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile birlikte beyaz bayrak açarak yola çıkmışlardı.
Zırhlı araçlardan üzerlerine ateş açılmıştı. Üç kişi oracıkta yaşamını yitirdi, 10 kişi de yaralandı. Vurulanlardan biri de İMC TV kameramanı Refik Tekin'di. Ancak Refik vurulmasına karşın düştüğü yerden yaralı haliyle çekim yapmayı sürdürmüştü. Her şey ayan beyan ortadaydı.
Bu saldırıdan yara almadan kurtulmuştu Mahmut Duymak.
Bodrumlarda mahsur kalanlara yardım etmek için Cudi Mahallesi'ne gitti. Yanındaki arkadaşı keskin nişancılar tarafından vurulunca Cizre'nin vahşet bodrumlarından 23 nolu binanın alt katına sığındı.
Televizyonda katıldığı canlı telefon bağlantısıyla son kez sesini duyuruydu:
İnsanlık nerede, nasıl hesap verecekler. Cesetlerime mi hesap verecekler!...Belki bir daha konuşamayız.
Bir daha da konuşulamadı Mahmut Duymak'la. Cenazesini Habur'da geçici olarak oluşturulan Adli Tıp Kurumu morgundan gidip almak eşi Lütfiye'ye düşmüştü:
Bugün benim eşime beş kilo kemik veriyorlar. 'Al bu senin eşin' diyerek. Eşimi vahşice öldürmüşler. Yakmışlar. Hiçbir şeyi kalmamış.
Binlerce evi yanmış, yıkılmış, her bir köşesinden katledilmiş insan ölülerinin toplandığı bir vahşet kentine dönmüştü Cizre.
operasyon sonrasında kentlerine döndüklerine gördüklerine inanamadılar, evlerinin yerini zorlukla buldular.
$CİZRE'DE TEZGAHLANAN BÜYÜK OYUN$
Bütün bu yaşananlardan geriye; yüzlerce insanını yitirmiş, evleri yanmış, yıkılmış, bombalanmış, kahramanlık ve insanı dehşete düşüren zulüm öyküleri kalmış Cizre'ye nefes alınması olanaksız bir sıcakta giriyoruz.
Zaten Cizreliler sık sık Cizre varken Allah cehennemi niye yarattı diye sorarlar.
Kentin girişlerine, çıkışlarına, yan yollarına; her yanına polis kontrol noktaları kurulmuş. Kimlik denetimi ve araç araması var.
Basın kartını değil de nüfus cüzdanımı uzattığım sivil polis dikkatle doğum yerime bakıyor. Sonra da soruyor Ne iş yapıyorsunuz diye.
Buralarda ağız dolusu gazeteciyim demek insanın beden ve ruh sağlığına pek iyi gelmediği için ağzımda yuvarlayarak yanıtladım:
Gasteciyim.
Yanıtımı yanlış anlayan polis Taksici misiniz, İstanbul'da mı dedi. Hiç bozmadım durumu, Evet dedim kısaca. Buyrun geçin karşılığını verdi.
Cizre sokakları yeniden canlanmaya başlamıştı. Ayakta kalan evlerde, işyerlerinde hala onarım sürüyordu. Kentte eskiden yoğun binaların olduğu alanlarda büyük boşluklar oluşmuştu. Yani bazı sokaklar, bazı mahalleler dümdüz edilmişti. Bunların büyük bölümü de kenti ikiye bölen İpek Yolu'nun üst tarafındaydı. Ama bunun da bir nedeni vardı.

1980'li yıllara kadar eski Cizre, İpek Yolu'nun altında kurulmuş bir kentti. Ancak PKK'nin silahlı eylemlere başlamasından sonra Cudi'deki, Gabar'daki, Uludere'deki köyleri yakılıp yıkılıp boşaltılanlar İpek Yolu'nun üzerinde adeta yeni bir Cizre kurdular. 1980'lerin sonunda, 90'ların başında büyük bir baskı kuruldu Cizre'nin üzerinde. Gözaltılar, işkenceler, kayıplar, faili meçhuller, dışkı yedirmeler, Newroz katliamları ile sürekli tansiyonu yüksek bir kent oldu.

Son dönemde yaşanan hendekler ve barikatlar meselesini de Cizre özelinde ayrıca incelemek gerekiyor. Çünkü işte o köyleri boşaltılanların, dışkı yedirilenlerin, işkence görenlerin, faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin çocukları ve torunlarıydı Cizre'nin barikatlarında ve hendeklerindeki gençler.
bodrumlarında çocuklarını, eşlerini yitiren kadınlar yaşadıklarını herkese duyurma çabasında. Mehmet ve Orhan Tunç'un annesi Esmer, Mehmet'in eşi Zeynep, gazeteci Rohat'ın annesi Lamia Aktaş, DBP Parti Meclisi Üyesi Mehmet Yavuzel'in annesi Hanım çocuklarının nasıl katledildiğini Dersim'deki bir toplantıda da anlatmışlardı.
HÜDA PAR ve Hizbullah gibi yapılarla yoğun gerginliğin yaşandığı, her gece mahallelerin, sokakların, evlerin basıldığı, insanların dayaktan gerildiği, gözaltına alınanların yoğun biçimde tutuklandığı kentte gençler bölgenin en büyük YDG-H örgütlenmesini gerçekleştirdiler. Zaman zaman Kandil'in kontrolünden çıktıklarına ilişkin veriler de mevcut.

Ancak bir yandan da devletin sanki hendekleri ve barikatları teşvik edercesine yaptığı uygulamalar yaşanmış kentte. Her hendek ve barikat kaldırılışında 12, 14 yaşlarındaki çocukların güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi, burada büyük bir oyun oynandığına, devletin içindeki karanlık bir elin kentte çatışmaya uygun bir ortamı sürekli ayakta tuttuğuna ilişkin ciddi kuşkular hala geçerliğini koruyor.

=KTML_Red=(Bu konuda gazeteduvar.com.tr'de yayınlanan iki yazımdan daha ayrıntılı bilgi edinmek mümkün.Hendekler kapandıkça çocuklar öldürüldü https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2016/08/16/hendekler-kapandikca-cocuklar-olduruldu/, Dink cinayeti zanlısı nasıl Cizre Emniyet Müdürü yapıldı https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2016/08/17/dink-cinayeti-zanlisi-nasil-cizre-emniyet-muduru-yapildi/ )=KTML_End=

Bölgede yaşlı bir Kürdün anlattıkları, hendek ve barikatların kuruluş süreciyle sonrasına ilişkin gelişmeler hakkında çok çarpıcı bir örnekti:

Çocuklar bunları yaparken 'Evimizin önüne hendek barikat yapmayın' diye kızmıştık. Anneler kulağından tutup çocuklarını hendeklerden çıkartıyordu. Ama sonrasında öyle zalim bir saldırı oldu ki, o anneler hendekteki çocuklarına yemek götürmek zorunda kaldı.

Çatışmalı süreçte büyük bir göç yaşanmış kentte. On binlerce insan evlerinden göçertilmiş. Ancak beklenen olmamış ve çatışmalar bitince Cizrelilerin büyük bölümü evlerine geri dönmüş. Yani 1990'lı yıllardaki gibi Türkiye'nin batısındaki büyük kentlere göçmemişler. Evlerine yakın illerde, ilçelerde, kasabalarda, köylerde beklemişler sokağa çıkma yasağının, operasyonların bitmesini.

Şimdi geri dönmüşler. Bazıları, bir kısmı yıkılmış evlerinin sağlam kalan köşelerini, odalarını yaşam alanına dönüştürmüş. Koptuğu yerden yeniden bağlamaya uğraşıyorlar yaşamlarını.

Gazeteci olduğumuzu öğrenince devletten emekli bir Cizreli sormadan edemiyor:

Çocuklarımız öldü, evimizi yakıp yıktılar. Burada yaşamamızı istemiyorlar. Bizi sürmek istiyorlar. Batıya gidince ya evimize ya da dükkanlarımıza saldırıyorlar, bizi linç etmeye kalkıyorlar. Yani bize bir yer yok mu bu dünyada?

İpek Yolu'nun açılmasıyla ekonomik faaliyetler eskisi gibi olmasa da yeniden başlamış.
Ancak insanlar yüzüne kazınmış büyük bir kederi ve hüznü sabırla taşıyorlar Cizre'nin sokaklarında. Kimsenin yüzü gülmüyor desek abartmış olmayız.
O kadar ağır bir süreç yaşamışlar ki, kimse adının yazılmasını, fotoğrafının çekilmesini, televizyon kamerasının görüntü almasını istemiyor.
Cizreli bir esnaf Yaşadıklarımız korkunçtu diyor, Hala geceleri uyuyamıyoruz.[1]
Questo articolo è stato scritto in (Türkçe) lingua, fare clic sull'icona per aprire l'articolo in lingua originale!
Bu makale (Türkçe) dilinde yazılmıştır, makaleleri orijinal dilinde açmak için sembolüne tıklayın!
Questo oggetto è stato visto volte 463
HashTag
Fonti
File correlati: 1
Articoli collegati: 3
Gruppo: Articoli
linguaggio articoli: Türkçe
Publication date: 07-09-2016 (8 Anno)
Città: Jazeera
Dialetto: Turco
Provincia: Nord Kurdistan
Publication Type: Born-digital
Tipo di documento: Lingua originale
Technical Metadata
Qualità Voce: 99%
99%
Aggiunto da ( سارا ک ) su 06-05-2023
Questo articolo è stato esaminato e rilasciato da ( ڕاپەر عوسمان عوزێری ) su 08-05-2023
Questa voce recentemente aggiornato da ( ڕاپەر عوسمان عوزێری ) in: 06-05-2023
URL
Questa voce secondo Kurdipedia di Standards è non ancora esauriti !
Questo oggetto è stato visto volte 463
Attached files - Version
Tipo Version Nome Editor
file di foto 1.0.162 KB 06-05-2023 سارا کس.ک.
Kurdipedia è la più grande fonte di informazioni Curdo!
Biblioteca
Memorandum sulla situazione dei Kurdi
Biblioteca
Kurdistan iraqeno: un caso di passaggio alla democrazia?
Biblioteca
Kurdistan: un genocidio postmoderno
Articoli
Storia dei curdi
Biblioteca
IL DIRITTO DI ESISTERE: Storie di kurdi e turchi insieme per la libertà
Biblioteca
La questione curda

Actual
Biblioteca
Kurdistan. Cucina e Tradizioni Del Popolo Curdo
21-11-2013
بەناز جۆڵا
Kurdistan. Cucina e Tradizioni Del Popolo Curdo
Biblioteca
I curdi / Viaggio in un paese che non c\'è
17-09-2013
هاوڕێ باخەوان
I curdi / Viaggio in un paese che non c\'è
Biblioteca
Kurdistan: un genocidio postmoderno
27-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Kurdistan: un genocidio postmoderno
Biblioteca
Memorandum sulla situazione dei Kurdi
27-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Memorandum sulla situazione dei Kurdi
Biblioteca
Un destino in versi, lirici curdi
28-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Un destino in versi, lirici curdi
Nuovo elemento
Biblioteca
IL DIRITTO DI ESISTERE: Storie di kurdi e turchi insieme per la libertà
07-02-2019
زریان سەرچناری
Biblioteca
Kurdistan: un genocidio postmoderno
27-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Biblioteca
I Curdi nella storia
27-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Biblioteca
Guerra e Pace in Kurdistan
11-08-2014
هاوڕێ باخەوان
Biblioteca
GRAMMATICA E VOCABULARIO DELLA LINGUA KURDA
16-10-2011
هاوڕێ باخەوان
Statistiche
Articoli 519,111
Immagini 106,571
Libri 19,301
File correlati 97,360
Video 1,394
Kurdipedia è la più grande fonte di informazioni Curdo!
Biblioteca
Memorandum sulla situazione dei Kurdi
Biblioteca
Kurdistan iraqeno: un caso di passaggio alla democrazia?
Biblioteca
Kurdistan: un genocidio postmoderno
Articoli
Storia dei curdi
Biblioteca
IL DIRITTO DI ESISTERE: Storie di kurdi e turchi insieme per la libertà
Biblioteca
La questione curda

Kurdipedia.org (2008 - 2024) version: 15.5
| Contatto | CSS3 | HTML5

| Pagina tempo di generazione: 0.672 secondo (s)!