=KTML_Bold=Ebru Timtik=KTML_End= (1978 - 27 Ağustos 2020), adil yargılanma amacıyla açlık grevine girdikten sonra ölen Kürt -Türk insan hakları avukatıydı. Eylül 2017'de tutuklanan Türk hükûmetini eleştiren müvekkillerini temsil ettiği bilinen 18 avukattan birisiydi. Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın makam odasında DHKP-C'li teröristlerce şehit edilmesinin ardından başlatılan operasyon kapsamında, DHKP-C'nin Türkiye sorumlularından Kamile Kayır'la aynı bölmede yakalanmış ve cezaevine atılmıştı.
=KTML_Bold=Biyografi=KTML_End=
Timtik, Eylül 2017'de tutuklanan 18 avukattan oluşan bir grubun parçasıydı. Hepsi de Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ya da Halkın Hukuk Bürosu'nun üyeleri olup Türk hükûmetinin üyelerinin vekiliydi. Bu isimlerden bazıları; Soma maden faciasında hükûmetin hatalarından dolayı öldüğü iddia edilen madenciler, Berkin Elvan, Engin Çeber ve Dilek Doğan idi. Mart 2019'da, yasadışı Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) üyeliğinden veya irtibatından suçlu bulundular ve hapis cezalarına çarptırıldılar. Timtik 13 yıl 6 ay, Aytaç Ünsal ise 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye'den sorumlu üst düzey kampanya yöneticisi olan Milena Buyum, mahkûmiyetleri adaletin iğrençliği ve siyasi baskı altında sakat kalan mahkemelerin adil yargılanma konusundaki yetersizliğini bir kez daha kanıtlıyor olarak nitelendirdi. Avukatların kayıtsız şartsız tahliye edilmesi ve mahkûmiyetlerin iptal edilmesi çağrısında bulundu. Ekim ayında, Timtik'in İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine yaptığı itiraz reddedildi. Ölümü sırasında Yargıtay'a yaptığı temyiz başvurusu derdest haldeydi.
=KTML_Bold=Açlık grevi=KTML_End=
Timtik, 2 Ocak 2020'de adil yargılanma hakkı için mücadele etmek üzere açlık grevine başladı ve 2 Şubat'ta Ünsal ona katıldı. 5 Nisan'da Türk Avukatlar Gününde her ikisi de ölene kadar oruçlarını sürdüreceklerini açıkladılar. 1 Haziran'da Uluslararası Demokratik Avukatlar Derneği 365 yabancı ve 400 Türk avukatın imzaladığı bir dilekçeyi tutuklu avukatları beraat ettirmek için Yargıtay'a sundu. 30 Temmuz sabahı erken saatlerde Timtik ve Ünsal, yüksek güvenlikli Silivri Cezaevi'nden İstanbul'daki farklı hastanelere götürüldü. 12 Ağustos 2020'de, Avrupa Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları Avukatları Derneği, Birleşmiş Milletler'e hitaben açlık grevi yapan avukatlarla ilgili ciddi endişelerini dile getiren bir açık mektup gönderdi. Onu hastanede ziyaret eden kuzeni, orucunu bozması için baskı yapıldığını söyledi: İradesini bozmak için sürekli manevra yapıyorlar. Her bahaneyi kullanıyorlar. Timtik, 238 gün oruç tuttuktan sonra 27 Ağustos 2020'de öldü. Öldüğünde 30 kg ağırlığındaydı. Helin Bölek, İbrahim Gökçek ve Mustafa Koçak'ın 2020 yılının başlarında hayatını kaybetmesinin ardından 2020'de açlık grevinde ölen dördüncü Türk tutuklu oldu.
=KTML_Bold=Sonrası=KTML_End=
Deutsche Welle, Türk polisinin destekçilerinin mezarlıktaki cenaze törenine katılımını engellediğini, onlara zırhlı araçlar, helikopter ve biber gazı ile karşılık verdiğini bildirdi.
=KTML_Bold=Ölümüne tepkiler=KTML_End=
Timtik'in ölüm haberi Türk yargısının kınamalarıyla karşılandı:
Türk siyasetçi Nesrin Nas, Twitter hesabına şunları yazdı: Çok üzgünüm çok. Oysa sadece adil yargılanmak istiyordu. Yurttaşlarının adil yargılanma hak talebine kulaklarını tıkayan bir devlet bir çoğunluk...Nereye koşuyoruz?
Türk müzisyen #Zülfü Livaneli#, Twitter hesabından ölümünün Türkiye'de insanlığın, adaletin ve vicdanın ölümü olduğunu yazdı.
Türk siyasetçi Sezgin Tanrıkulu bir röportajda kendisini serbest bırakmama kararına çarptı: Tahliye kararı vermeyenlere yazık. Bu dosyayı halletmesi için Yargıtay'a yalvardık.
Avrupalı Demokratik Avukatlar tweet attı: Dünyanın her yerinden bizler elimizden gelenin en iyisini yaptık, ancak adaletsizliğinin, Türkiye'nin işlevsiz yargı sisteminin bir sonucu olarak onu ellerinden alamadık.
İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović şunları söyledi: Timtik'in ölümü, avukatları, insan hakları savunucularını ve gazetecileri, hukukun temel ilkelerini sistematik olarak çiğneme amacına dönüşen Türk yargı sisteminin sebep olduğu bir insanın acı çekmesinin trajik bir temsilidir.
Avrupa Dış Eylem Servisi'nden bir açıklamada şunlar kaydedildi: Adil yargılanma mücadelelerinin trajik sonucu, ülkede son yıllarda birkaç kez kötü giden, yargıda gözlemlenen ciddi eksiklikler gibi insan haklarının durumunu güvenilir bir şekilde gösterebilmek için Türk yetkililerin ivedilikle yapması gerekeni acı dolu bir şekilde göstermiştir.
İstanbul Barosu Timtik'in ölümünün ardından resmi sitesinden bir açıklama yaparak adil yargılanma hakkı için verdiği mücadelenin görmezden gelinmesini utanç olarak yorumladı ve adil yargılanma hakkının savunucusu olacaklarına söz vererek, Timtik'in yaşayacağını dile getirdi.
=KTML_Bold=Ödülü=KTML_End=
Avrupa Barolar ve Hukuk Dernekleri Konseyi (CCBE) 2020 yılında Ebru Timtik'e İnsan Hakları Ödülü'nü verdi.[1]